Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


        Hoşgeldiniz :
En son ziyaretiniz : Perş. Ocak 01, 1970
Mesaj Sayınız : 0

 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Ramazan Hakkında [Devam]

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
EcLipSe
Üye
Üye
EcLipSe


Yaş : 35
Konum : BurSa
Mesaj Sayısı : 24
Kayıt tarihi : 07/08/09

Ramazan Hakkında [Devam] Empty
MesajKonu: Ramazan Hakkında [Devam]   Ramazan Hakkında [Devam] EmptyPtsi Ağus. 24, 2009 4:04 pm

Oruçlarımızı Allâh -celle celâlühû- beraberliğinde tutmamız için “sahur, terâvih, zikir, Kur’ân ve duâ” gibi mânevî istinadlardan lezzet almak îcâb eder.
İftar zamanı da, duâların kabûl olduğu ince bir vuslat demidir. Bunun içindir ki, bu heyecanlı anların birlikte yaşanması da ayrıca bir rahmet ve huzûr kaynağıdır. Hazret-i Peygamber -sallâllâhü aleyhi ve sellem- buyururlar:
“Kim bir oruçluya iftar verirse, oruçlunun ecri gibi -oruçlunun sevabından hiçbir şey eksilmeden- ecir alır.” (Tirmizî)
Bu müjdeyi duyan ashâb-ı kirâmın fakîrleri, Rasûlullâh -sallâllâhü aleyhi ve sellem-’e gelerek kendilerinin zenginler gibi oruçluyu doyuracak derecede iftâr yemeği vermeye güçlerinin yetmediğini hüzünle arzettiklerinde de Allâh Rasûlü -sallâllâhü aleyhi ve sellem-, şöyle buyurdular:
“Kim bir oruçluyu bir hurma ile iftâr ettirirse veya bir içecek su ile veya tadımlık bir süt ile iftâr ettirirse, Allâh Teâlâ, ona aynı sevabı verir.”

***

Nâfile oruçlarda ayrı bir hassasiyet vardır. Zîrâ has kulların amelinin esası sıdktır. Bu da, niyyetin hâlisiyyeti ve nefsin tezkiyesi nisbetindedir.
Bu husûsda gerek nâfile oruç tutmak, gerek oruçsuzluk, gerek oruç tutmayanların ısrarı ile nâfile orucu bozmak, gerekse bozmamak şeklinde sağlam bir niyete bağlı olan her amel efdaldir.

Ebû Saîd -radıyallâhü anh- anlatır:
“Ben Rasûlullâh -sallâllâhü aleyhi ve sellem- ve ashâbı için bir yemek hazırlamıştım. Yemeği kendilerine takdîm edince, aralarından bir kimse çıkıp Ben oruçluyum! dedi. Bunun üzerine Allâh Rasûlü -sallâllâhü aleyhi ve sellem-:
“–Kardeşiniz sizi çağırdı ve sizin için hazırlık yaptı. Şimdi sen oruçluyum diyorsun. Orucunu boz ve onu bir başka gün kazâ et!» buyurdu.” (Tirmizî, Ebû Dâvûd)

Orucu bozmamakla alâkalı rivâyet ise şöyledir:
“Rasûlullâh -sallâllâhü aleyhi ve sellem- ve ashâbı, Bilâl -radıyallâhü anh-’ın oruçlu olduğu bir mecliste yediler ve içtiler. Hazret-i Peygamber -sallâllâhü aleyhi ve sellem-:
{ Biz rızkımızı yiyoruz.. Bilâl’in rızkı ise cennettedir.} buyurdular.” (İbn-i Mâce)
Bu hadîs-i şerîfler gösteriyor ki, niyet ve kalbin durumuna göre nâfile orucu îcâb ettiğinde bozup bozmamak husûsunda her iki davranış da câizdir.
Amellerin değerlendirilmesi Allâh’a âiddir. Ömrün hayırlısı, O’nun yanında geçen ve O’nun uğrunda harcanandır. İnsan, mezara indirilirken fânî hayatın ancak hâtıraları ile gömülecektir. Mezarlar, amel-i sâlihden başka hiçbir şeyin giremediği mekânlardır.
Allâh rızâsına uygun düşmeyen bir hayat, çöllerdeki seraplara benzer. Hakîkatten nasîbsiz hayâlden ibârettir.

Hadîs-i şerîfde:
“Mü’min öldüğü zaman, namazı baş ucunda, sadakası sağında, oruç göğsünde bulunur.” buyurulması, bunun en güzel bir delîlidir.
Allâh’ın sonsuz kereminden umulur ki, Hazret-i Peygamber -sallâllâhü aleyhi ve sellem-’in buyrukları sebebiyle bizlerin mübârek Ramazan ayının biraz daha fazla kıymetini bilmemize, ona daha fazla değer verip daha fazla sevap işlememize ve daha az günâha girmemize sebep olur.

Hadîs-i şerîfde buyurulur:
“Eğer insanlar, Ramazan-ı Şerîf’in ne olduğunu lâyıkıyla bilselerdi, senenin tamamının Ramazan olmasını arzu ederlerdi.”
Günlerimiz mübârek, Ramazan-ı Şerîf’imiz makbûl olsun!..
İstikbâl mü’minlerindir...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Ramazan Hakkında [Devam]
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Ramazan Hakkında
» Ramazan Manileri
» Hoş Geldin Ya Şehr-i Ramazan
» Oruç Hakkında
» Sahur Hakkında

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: Ramazan Özel-
Buraya geçin: